Çocuklar yaklaşık 6. ayda ilk süt dişini çıkarmaya başlarlar. Daimi dişler ağızdaki yerini alana kadar olan dönemde (6-13 yaş arası) süt dişlerine düşen görev büyüktür.
Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organisation-WHO) ve Amerikan Pediatrik Diş Hekimleri Birliği ilk diş muayenesinin ilk diş çıktıktan sonra yapılmasını (genellikle 6 ay – 1 yaş arasında) önermektedir. Ebeveynlerde ilk diş muayenesinin erken olduğu gibi bir izlenim uyanmaktadır. Buradaki amaç tedavi değildir. Çocuğunuzun diş hekimine, diş koltuğuna alışması, tedavi sırasında kullanılacak olan aletleri tanımasıdır. Bu sayede tedavi için geldiğinde daha rahat olacaktır.
Süt dişlerinin sürmesi 6. aydan itibaren başlar ve yaklaşık 30. aya kadar devam eder. Yaklaşık olarak her 6 ayda bir grup süt dişi sürer. Bazı bebeklerde doğumda dişler ağızda olabilir ya da ilk 30 gün içerisinde süren dişler olabilir. Emzirme sırasında anneyi rahatsız etmediği sürece bir şey yapılmasına gerek yoktur. 6 yaşından sonra ise daimi dişler ağızda kendini göstermeye başlar. Bu yaş grubundan sonra yaklaşık 13 yaşına kadar daimi dişler ve süt dişleri ağızda bir arada bulunur.
Bu belirtilerin bebekten bebeğe değişeceği unutulmamalıdır. Bazı bebeklerde diş çıkarma sürecinde ateş, ishal, vücutta döküntüler de gözlenmektedir.
Bu belirtilerin diş çıkarma ile ilgili olduğu henüz kanıtlanmamıştır. Bu belirtiler başka bir hastalığa da ait olabileceğinden doktorunuza danışmanızda fayda vardır.
Süt dişine gelen bir travma veya diş çürüğünün dışında erken süt dişi kayıpları genellikle sistemik bir hastalığa bağlı olarak gelişir. (Hipofosfotazya, Papillon le fevre, Histiyositozis X grubu hastalıklar, Nötropeni, Lösemi, Diyabet,…)
Çocukluk döneminde edinilen bazı alışkanlıklar ağız ve çene gelişimini, dişlerin konumlanmasını olumsuz yönde etkiler. Bu alışkanlıkların çocukluk döneminde bıraktırılmaları gerekmektedir. Bu konuda da diş hekiminden yardım alınabilir.
Bu alışkanlıklar:
İki yaşına kadar tüm emme alışkanlıkları normaldir. Genellikle kendiliğinden bu alışkanlıklardan vazgeçilir. Vazgeçilemeyen alışkanlıklar sonrasında dişlerin konumlarında değişiklikler, çene gelişiminde bozukluklar oluşmaktadır.
Doğru ve etkili diş fırçalamanın önemi ve öğretilmesini, diş ipi kullanımını ve önemini içerir. Bu alışkanlıkları küçük yaşta kazandığımız zaman yaşamımız boyunca sağlıklı bir ağıza sahip oluruz.
Çocuklarımızın beslenme alışkanlıklarını ebeveynler olarak kontrol etmek genellikle güçtür. Çocuklar öğretmenlerini, doktorlarını daha çok dinlerler. Bu nedenle dişlerde çürüklere sebep olan yiyeceklerin anlatılması bu yiyeceklerin tüketiminin kısıtlanması görevi de diş hekimine düşmektedir.
Sohbet havasında geçen bu eğitimler çocuğunuzun diş hekimine alışmasında da olumlu rol oynayacaktır.
Flor iyonu vücutta en çok kemik ve diş gibi sert dokularda birikir. Diş minesinin kalsifikasyonunu arttırarak çürüğe sebep olan asitlere karşı dişi güçlendirir. Böylece çürüğü önleyici bir etki oluşturur. Topikal uygulama, yani diş yüzeyine yapılan bir uygulama yöntemidir. Jeller, flor cilaları, flor gargaraları, flor içerikli diş macunları yardımı ile dişlere flor uygulanmaktadır. Çocukların ilgisini çekmek adına diş hekimlerinin uyguladığı formlar çeşitli aromalarla tatlandırılmıştır. Diş hekimi muayenesi sonucu çürük risk tayinine göre bu işlem 3-6 aylık periyotlarla tekrarlanmalıdır.
Diş yüzeylerindeki girintilere pit ve fissür adı verilir. Bu bölgeler bakterilerin barınması ve yiyeyeceklerin sıkışması için oldukça müsait alanlardır. Sonuç olarak da çürümeye yatkın bölgelerdir. Dişlerde çürük oluşmadan bu bölgeler örtülerek çürük oluşumu önlenir. Koruyucu bir tedavi olduğu için herkese uygulanabilir.
Herhangi bir nedenden dolayı süt dişlerinin erken kaybı söz konusu olduğunda daimi dişlerin normal konumlarında sürmesi için yerlerini korumak amacıyla yapılan hareketli ya da sabit apareylere yer tutucu denir. Çekilen süt dişinin boşluğu korunmazsa boşluğun önündeki ve arkasındaki dişler burayı dolduracaktır. Yeni çıkacak olan daimi diş, olması gereken konumda çıkamayacak, dişlerde çapraşıklıklar oluşacaktır. Hatta daimi dişin gömülü kalması bile söz konusu olabilmektedir.
Süt dişlerinin 6.ayda sürmesi ile başlayan diş serüveni artık ömür boyu sürecek bir yolculuktur. Süt dişlerinin yerine nasıl olsa yenisi gelecek şeklindeki bir yaklaşım çocuğunuzda ciddi problemlere yol açabilmektedir:
Geceleri ağrı ile uyanma, daimi dişlerinde çapraşıklık, diş eksikliği, çene gelişiminde bozukluklar vb.
Süt dişlerine ve çocuklara uygulanabilecek olan tedavi yöntemleri şunlardır:
Dişteki çürük temizlendikten sonra süt dişlerine uygun dolgu materyalleri ile diş yeniden şekillendirilir.
Çürüğün dişin pulpasına (sinir ve kan damarlarının olduğu kısım) çok yaklaştığı süt dişlerinde çürük temizlenirken çürük kısımdan etkilenen pulpa dokusunun çıkarılıp, kök kısmındaki sağlıklı pulpanın bırakılması işlemidir. Üzeri uygun materyaller ile dolgu yapılır.
Çürüğün çok derin olduğu durumlarda ya da travma nedeni ile canlılığını yitirmiş, enfekte olmuş dişlerde kanal tedavisi uygulanmaktadır. Süt dişlerine de kanal tedavisi yapılabilmektedir, farkı oluşturan dolgu materyalinin seçimi olacaktır.
Daimi dişlerde herhangi bir nedenle (travma, enfeksiyon) dişteki kök gelişimi tamamlanmadan pulpa canlılığını kaybederse, yapılacak olan kanal tedavisi ile birlikte kök ucundaki açıklığın kapanmasının yönlendirilmesi işlemidir. Tedavi süreci 3 ayda bir yapılan pansumanları içerir. Tamamen kapanma 6 ay – 2 yıl arasında gerçekleşir.
Ön bölgedeki dişler arasında bulunan bağ dokusunun gereğinden uzun olması sonucu üst ön daimi dişler çıktıktan sonra bu dişler arasında boşluk kalır. Bu dokunun kısaltılması işlemine maksiller labial frenektomi denir. Bu işlem üst daimi köpek dişleri çıktıktan sonra (yaklaşık 12 yaş) yapılmalıdır.
Çocuklarda diş çürüğünden sonra karşımıza en çok çıkan sorun dental travmalardır. Dental travma en sık düşme, okul kazaları, spor kazaları, trafik kazaları ve kavga sebebi ile oluşmaktadır.
Travma sonucu:
Formu doldurun size en uygun randevu ve tedavi planını oluşturalım.